Kişisel gelişim kitaplarını okuduk, erkeğimize ‘evet’ dedirtmenin onlarca yolunu öğrendik, empati kelimesine sempati geliştirdik. Fakat bunların sayesinde evliliğimizi kurtarmak yerine, iki kişiyi kapsaması gereken duygu yoğunluklarını sırtımıza yükledik, sorumlulukları da koltuğumuzun altına alarak yola devam ettik. Nedir bu empati? Nerede durmak gerekirdi?
Türkçe sözlükte geçen kelime anlamı; sosyal benle ilgili bilgi, bireyin kendini başkalarının yerine koyabilme yetisi, duygudaşlık. Duygudaşlık; size neyi çağrıştırıyor? İki kişinin paylaştığı duygu bütünlüğünü değil mi? Biz bayanlar ise empati kelimesini şöyle anlıyoruz; kendimi kocamın yerine koyarak, O’nun sıkıntılarını anlamalıyım, destek olmalıyım, çareler üretmeliyim, sinirli ise fazla ses çıkartmamalıyım, asla tartışmamalıyım, çocuklar babalarının canını sıkmamalı…bu liste uzar gider. Aslında biz bu noktada bir hata yapıyoruz; eğer eşimiz duygu paylaşımları yapmıyor ise, öncelikle kafasını boşaltıp, toparlaması için zaman tanımalıyız. Bu fazladan edinilen empati yeteneği aile içi işlerin daha fazla karmaşıklaşmasına sebebiyet verebilir. Eşinizin aile içerisindeki ’baba’ statüsünü derinden sarsabilir. Eşiniz size açılmıyor, dertlerini paylaşmıyor ise iletişim yetersizliğini ortadan kaldırmanız gereklidir. ’BANA ANLAT!! NE OLDU?…BANA ANLATMIYORSUN Kİ’ gibi yaklaşımlar sizden daha çabuk uzaklaşmasını sağlar. Bu yaklaşımların yerine, huzur dolu atmosferler yaratın. Akşam yemeğinden sonra adetiniz olmasa bile türk kahvesi, çay demleyerek karşılıklı iletişebilecek zamanlar sağlayın. ’BU SURATSIZLIĞIN NE?’ yerine_ bugünlerde pek durgun görünüyorsun hayatım_ gibi O’nun için ne kadar endişelendiğinizi anlatan cümleler ile başlayın konuşmanıza.
Gereksiz empati geliştirmeye çalışmak, sorunlarınızı çözmeyeceği gibi eşinizin daha çok sizden ve aile sorumluluklarından kaçmasına, ön ayak olur, öncülük eder. Evet! Eşinizi anlamaya çalışın, işleri kötü gittiği zaman gece yarıları evden çekip gitmesi, empati de bulunarak kabullenmeniz gereken bir davranış DEĞİLDİR. Böyle bir durum karşısında aile birliğinizi, bütünlüğünüzü koruyabilmek için, eşinize bu sıkıntıların çözümsüz olmadığını anlamasını sağlayacak telkinlerde bulunmalısınız. Gece yarısı yürümek istediğinde sizde hava almak istediğinizi söyleyerek, eşlik etmeli, sizinle paylaşımlarınızın artmasını sağlamalısınız. Empati; sıkıntıların sonuçlarını kabullenmek değil nedenlerin de beraber yürüyebilmektir.